KARİA YOLU – BAFA GÖLÜ YEDİLER MANASTIRI KARAHAYIT ETAPLARI - OTEL KONAKLAMALI DOĞA YÜRÜYÜŞLERİ
15-17 KASIM CUMA-PAZAR
Yürüyüş Lideri: GİRAY ŞENAY- 05556239977, ALPAY GİRİT
UYARI : ETKİNLİĞİMİZ SPORTİF BİR FALİYETTİR. TURİZM ETKİNLİĞİ DEĞİLDİR.
14 Kasım Perşembe gecesi saat 21:00 de Bakırköy'den yolculuğumuza başlıyoruz.
Etkinlik planı ve yürüyüşler:
1.Gün: KARAHAYIT – YEDİLER MANASTIRI – KAPIKIRI ( 12 KM ORTA)
2.Gün: KAYABÜKÜ –SAKARKAYA- KARAHAYIT (16 KM ORTA)
3.Gün: MİLET(MİLETOS) ANTİK KENTİ GEZİSİ,İSTANBUL’A DÖNÜŞ
Alternatif Parkurlar:
YAĞŞILAR – ALİNDA ANTİK KENTİ-KARPUZLU (10 KM), LABRANDA ANTİK KENTİ
KIRCAĞIZ-LABRANDA (12 KM)
Not: Etkinlik sorumlusu hava şartlarına, parkur ve yol durumuna, gün içerisindeki zamanlamaya ve katılımcı performansına göre etkinlik planında ve içerikte değişiklik yapabilecektir.
Karia Yolu, ismini antik Karya bölgesinden alan, 46 etaba ve yaklaşık 800 kilometrelik patika yoluna sahip Türkiye'nin en uzun yürüyüş yoludur. Aydın'ın Çine ilçesinden başlayarak Muğla'nın yarımadalarının tamamından geçen rota, çeşitli köy ve kasabalara, koylara, tepe ve dağ yollarına ve antik kentlere de uğramasından ötürü Türkiye'den ve yurtdışından gelen pek çok yürüyüşçüyü çekmektedir.
850 kilometre uzunluğundaki yürüyüş yolu, Bozburun Yarımadası, Datça Yarımadası, Gökova Körfezi ve İç Karia olmak üzere 4 ana bölüm ile Muğla ve çevresindeki bölgeleri kapsayan 1 ek bölümden oluşmaktadır.
1.GÜN KARAHAYIT – YEDİLER MANASTIRI – KAPIKIRI ( 12 KM ORTA)
Sabah erken saatlerde Didim merkezde bulunan otelimize ulaşıyoruz. Odalara yerleşme ve kahvaltı sonrasında Karahayıt Köyü ne geçiyoruz. Yürüyüşümüzde Bafa Gölü manzarasına hakim bir vadide kayaların üzerine kurulmuş manastır kalıntıları bizleri karşılayacak. Taş duvarlı burçları, kemerleri ve inziva odalarıyla dikkati çeken manastırın ve mantar biçimindeki kayanın altında yer alan 700 yıllık kaya resimlerinin bulunduğu bu özel bölgeyi geziyoruz. Hayran kalacağınız coğrafi güzelliklerin ve kaya oluşumlarının içinden devam eden yürüyüşümüz bizleri Bafa Gölü nün kıyısındaki tarihi liman ve sit alanı Kapıkırı Köyü’ne getiriyor olacak. Buradaki dinlenme ve gezimiz sonrası aracımızla otelimize dönüyoruz.
Yediler Manastırı, iki kilise, bir şapel, sarnıç ve keşiş hücrelerinden oluşur. Bu manastırı özel kılan Hz. İsa’nın yaşamına, yaptıklarına, ölümüne ilişkin sahnelerin ve 12 havarisinin fresklerinin bulunmasıdır. M.S. 7. Yüzyılda inşa edilen manastırda kilise ve kale kalıntıları bulunmaktadır. Yapıtlar arasında en dikkat çekeni yaklaşık 5 metre yüksekliğindeki oyuk bir kaya bulunan Hz. İsa ve 12 Havarilerinin resmedildiği fresk göze çarpmaktadır.
2.GÜN KAYABÜKÜ –SAKARKAYA- KARAHAYIT (16 KM ORTA)
Sabah kahvaltı sonrası Kayabükü Köyü’ne geçip yürüyüşümüze başlıyoruz. Derince Baraj Gölü ve Bafa Gölü manzaraları eşliğinde fıstık çamı ağaçları arasından devam eden yürüyüşümüz Karahayıt Köyü’nde sonlanacak.. Otelimize geçiş sonrası serbest zaman.
3.GÜN Odaların boşaltılması ve kahvaltı sonrası konaklama tesisimizden ayrılıp Milet Antik Kentine gidiyoruz. Buradaki gezimizin sonrasında İstanbul a dönüş yolculuğuna başlıyoruz.
Milet (Miletos)Antik Kenti, şehrin bulunduğu bölgede 6 bin yıldır insanların yaşadığı bilinmekle birlikte, bir iyon kenti olarak kurulması MÖ 1100 senelerinde Atinalılar tarafından olmuş. zamanla da büyük bir liman ve ticaret kentine dönüşmüş. Thales, Anaximenes ve Anaximander gibi antik dönemin ünlü bilim ve felsefe insanları bu kentte yetişmiş. kültür ve sanat alanında da o kadar gelişmiş ki tarihçi Heredot tarafından “İyonya’nın mücevheri” olarak adlandırılmış. Büyük ve görkemli tapınaklarıyla dikkat çeken şehir Karadeniz’e kadar yayılan bir alanda ticaret kolonileri oluşturmuş.
İyon kent devletleri Pers istilasına karşı birleşip yenildikten sonra bu zengin ve ihtişamlı kent Persler tarafından tahrip edilmiş. daha sonra kent yeniden inşa edilse de Roma İmparatorluğu döneminde Efes’in gerisinde kalmış. Bizans İmparatorluğu döneminde piskoposluk merkezi olarak önemi artsa da sık sık yaşanan su baskınları ve Menderes’in getirdiği alüvyonların kıyıyı doldurmasıyla yavaş yavaş liman kenti olma özelliğini yitirmeye başlamış. son olarak Selçuklu döneminde yaşanılan Milet şehri, Osmanlı döneminden sonra artık terk edilmiş bir şehir halini almış.